Merhaba;
Dünya turu yazılarımıza 13. Uçuş olan Tahiti Faa'a Fransız Polonezyası - Isla de Pascua, nam-ı diğer Paskalya Adası Mataveri Airport Chile ile devam ediyoruz.
Adadaki internet sorunu dolayısıyla

Fotoğraf yüklemedeki sorun nedeniyle 11 HAzran da gerçekleşen uçuşu sizinle geç paylaşabildik.
2330 Millik bu uçuşumuzu yine Enis Kaptanla birlikte gerçekleştiriyoruz. Tahiti ve civar adlaardaki gezilerimiz çok keyifli ve eğlenceli geçti. Kısa da olsa tatil yapma şansımız oldu.
NTAA Apronda buluşuyoruz. Hava durumu bir sorun içermiyor.
PASİFİK ÜZERİNDEYİZ...
PASKALYA ADASI SON YAKLAŞMA
Yaklaşmada tropik iklimin hava akımlarına maruz kalıyoruz. Alçaldıkça tayyarelerimiz beşik gibi sallanıyor.
PİST ÜZERİNDE BACKTRACK (Biraz yavaştan alıyoruz Enis kaptan TCAS'ın sesini kısıyor

)
THY logoları karşı karşıya...
Salimen PAskalya adasına iniyoruz.
Bu uçuşumuzu da tamamlayarak Dünya Turunun ilk bölümünün ortasına geliyoruz. Bir yandan da uzun uçuşlarımızıbiraz daha eksiltiyoruz.
PAskalya adasının güzellikleri için kokpitlerimizi emniyete alıyoruz.
PASKALYA ADASI bilgiler
Paskalya Adası, (İspanyolca Isla de Pascua, Rapanui dilinde Rapa Nui) Büyük Okyanus'un güney doğusunda Şili'ye bağlı bir ada.
Şili sahillerinden 3700 km, Tahiti'den ise 4000 km uzaktadır. Çok izole kalmış bu ada, üzerinde yaşam olan en yakın yer olan Pitcairn Adası'nın bile 2000 km batısındadır. 2002 yılı itibarıyla 3.791 kişilik nüfusa sahiptir.
Doğu Pasifik'de bulunan Paskalya Adası, bir çok pasifik adasının karakteristik geniş sahiline sahip değildir. Sahili dik olarak denizin 3000 metre derinliğine kadar iner. Kumsal çok ender köşelerde (mesela kuzey sahilindeki palmiye ormanının yakınında), kayda değmez nitelikte bulunur.
Ada, yüksekliği 13 km olan bir dik üçgen görünümünde olup alanı 162,5 km² dir. Üç adet sönmüş volkandan oluştuğundan, tabiatında volkanik geçmişinin etkileri vardır. Bunlar güneydoğudaki Rano Kao, doğudaki aynı isimli yarımada üzerinde olan Poike ve kuzeydeki Maunga Terevaka'dır. Bu sonuncusu 508 m yüksekliği ile merkezdeki adanın en yüksek noktasıdır. Adanın güneybatısında, üzerinde yaşam olmayan Motu Iti, Motu Kao Kao ve Moto Nui batısında Motu Tautara ve Poike Yarımadası'nın karşısında ise Motu Maroturi isimli adacıklar bulunur.
Paskalya Adası'nın iklimi yarı tropiktir, dolayısıyla sıcaktır. Mevsimsel farklılıklar düşük seviyede hissedilir. Bölgesel bir rüzgar sistemi olan Passat Rüzgarları hüküm sürer. Yağışlar ortalama yıllık 1.150 mm dir. Yıllık ısı ortlaması 21 °C olup en soğuk ve yağışlı aylar Temmuz ve Ağustos'dur.
Ada'yı ilk gören Avrupalılar muhtemelen korsan Edward Davis ve adamlarıdır. Davis 1687 yılında Galapagos Adaları'ından gelip, Horn Burnu'na doğru yol alırken, tesadüfen ufukta bu adayı görür ve bunun, var olduğu söylenen Güney Kıtası olduğunu düşünür. Ancak karaya çıkmak mümkün olmaz.
Ada bugünkü ismini 1722 yılının Paskalya bayramının arifesinde, ticari amaçlarla gemisiyle buradan geçerken burada karaya çıkan Jakop Roggeveen'den almıştır. Roggeveen ertesi gün Paskalya olduğundan adaya Paasch Eyland (Paskalya Adası) demiştir. Carl Friedrich Behrens'in, katıldığı bir seferden sonra Leipzig'de yayınladığı bir rapor, dikkatleri o zamana kadar çok az tanınan bu adaya yöneltir.
Daha sonraki kaşif İspanyol Don Felipe Gonzales, adayı İspanyol Krallığı tabiyetine almıştır. Gonzales 15 Kasım 1770'te adaya inmiş, çeşitli noktalara İapanyol egemenliği adına haçlar yerleştirmiş, adaya San Carlos adını vermiştir. Ancak takip eden yıllarda İspanya, bu işgalle ilgilenmeyip, kayıtsız kalmıştır.
İkinci güney seyahati sırasında, 13-17 Mart 1774 tarihleri arasında, James Cook da adayı ziyaret etmiştir. James Cook adadan fazla etkilenmemiş ve seyir defterine "Hiçbir millet, bu adayı araştırma onuruna ulaşmak için savaşmaz. Bu gemi seyahati sırasında bize bu adadan daha az sunacak şeyi olan ada yoktur" diye not düşmüştür.
Avrupalı ada misafirlerinin beraberlerinde adaya hastalık da getirmeleri ada nüfusunun gerilemesine sebeb olmuştur. Tarihin karanlık sayfalarından biri de, Perulu köle tacirlerinin, adaya 1859-1861 yılları arasında seferler düzenlemesi ve yaklaşık 1500 ada sakinini köle olarak çalıştırmak amacıyla beraberlerinde götürmeleri olmuştur. Bu durumlar ve çiçek hastalığı salgını, 1877 yılında ada nüfusunun 111 kişiye kadar düşmesine sebeb olmuştur.
1882 yılında Almanlar da adaya etnolojik incelemeler yapmak gayesiyle gelmişler, örf, adet, yazı, dil gibi tanımlamaları yapmışlardır. Adadaki Moai adı verilen insan heykellerinin 1886 yılında ilk defa fotoğraflarını çeken kişi ise ABD'ye ait Mohican gemisi ile buraya gelen, gemi doktoru William Thomson'dur.
Dünyaca ünlü, her turistik kitapta anlatılan taş heykeller Moai diye adlandırılırlar. Pater Sebastian Englert, bu heykellerden 638 tanesini numaralandırmış ve kategorize etmiştir. Esasında bu heykellerin daha önceden 1000 adedin üstünde olduğu tahmin edilmektedir.
Çok sayıda araştırmaya rağmen bunların ne amaçla yapıldığı bilinmemektedir. Tam ne zaman yapıldığı da bilinmeyen heykellerin, M.S. 1000 ile 1600 yılları arasında inşa edildiği tahmin edilmektedir. Yine tahminlere göre bu taş heykeller yerlilerin ruhlarla iletişim kuran atalarıdır.
Boyları 1 ile 20 m arasında değişen Moailerin en büyüğünün ağırlığı 50 tondur. Adanın doğusundaki Rano Raraku yanardağının tüf ve taşlarından yontulmuştur. Ahu adı verilen platformlar üzerinde yerleşmiş heykeller, bakışları yerleşim bölgesini görecek şekilde yerleştirilmişlerdir. Ahular o kadar güzel işlenmişlerdir ki yontma taş plakalarının arasına bıçak sırtı bile sığmaz.
TÜm bu bilgiler yanında PAskalya adasının Kayıp Kıta MU nun bir parçası olduğu da anlatılan efsaneler arasındadır.
Biz bu ilginç ve gizemli adayı dolaşırken sizlere güzel bilgiler vermiş olmak dileklerimle iyi günler...